Sosyal Psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor.
Sosyal Psikoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor.

Sosyal Etki ve Sosyal Güç

FELSEFE Ders Notları 4
Sosyal Psikoloji 1
Sosyal Etki ve Sosyal Güç

Kültür: Doğanın ve tanrının yarattıklarına karşılık, insanoğlunun yaşayarak yarattığı, öğrendiği, öğrettiği, aktardığı, geliştirdiği maddi manevi anlamda her şeydir. 

Kültürleme: Bir toplumdaki kültürü, o toplumun bireylerine kazandırma sürecidir. Kültürleme süreci sayesinde Arap-Araba, Türk Türke benzer. Yemekte bizim çatal-kaşık, Japonun çubuk kullanması ya da Arabın elle yemesi de kültürlenmenin ürünüdür. Yada bizim göbeğimizi çatlatarak güldüğümüz bir fıkraya diyelimki Amerikalı'nın kös-kös bakması da kültürlerimiz arasındaki fark nedeniyledir.

Kültürlemeye toplumbilimciler sosyalizasyon (toplumsallaştırma), eğitimciler ise "eğitim süreci" diyorlar. Kültürleme sonucunda toplumda geçerli olan bilgi, tutum ve davranışları kazanırız.

Uyum: Bir kişinin inanç ve davranışlarını, grup standartlarına göre değiştirme eğilimidir. Grup normlarına uyma, bazen toplumsal uyumu gerçekleştirmek ve toplum içinde kabul görmek için ödenen bir bedeldir. 

İlk en iyi bilinen uyum araştırmaları, Türkiye doğumlu Muzaffer Şerif tarafından 1935'de yapılan toplumsal normların gelişimiyle ilgili çalışmalarıdır.

Akran Baskısına Uyma: İnsanlar kendilerince şüpheli olmayan bir durumla karşılaştıklarında, kendi algılamalarına güvenirler ve kendi bağımsız kararlarını verebilirler. Ancak herhangi bir grupta ve belli bir konuda, azınlıkta kaldığımız da sıkça karşılaşılan bir durumdur.

Sosyal Biliş

FELSEFE Ders Notları 4
Sosyal Psikoloji 1
Sosyal Biliş

Sosyal Biliş: Toplumsal dünyaya ilişkin bilgileri yorumlama, analiz etme, anımsama ve kullanma biçimimizdir.

Sosyal Sınıflama: Çevremizdeki olayları, insanları, öteki canlıları, eşyaları, hatta fikirleri kolayca bilmek isteriz. Bilmek için de, onların her birini, zihnimizde oluşturduğumuz belli türlerin sınıfların içine yerleştiririz. Ortak özelliklere göre gruplara ayırma. Daha önce hiç görmediğimiz bir bitkiye "Bu bir çiçektir" dememiz gibi…

Prototip: Bir sınıfın özeliklerini en iyi temsil eden elemana, o türün modeli (prototipi) diyoruz. Prototip, türü temsil eden ve bizim zihnimizde olan bir modeldir. Hemşiredeki beyaz önlük, imamların yeşil takkesi, erkek hemşireleri doktorlar ile karıştırma örnekleri gibi….

Şema: Herhangi bir şey hakkında, geçmiş yaşantılarımıza bağlı olarak oluşturulan inanç ve beklentilerdir. Bizler sarı basın kartı olan ve elinde fotoğraf makinesi olan birini muhabir sınıfına koyarız. Çünkü bir düzene sahip olma özellikleri vardır. 

Sosyal Algı - İzlenim Oluşturma

FELSEFE Ders Notları 4
Sosyal Psikoloji 1
Sosyal Algı - İzlenim Oluşturma

İzlenim Oluşturma: Bir kişiyle kurulan iletişim süresince algılanan özelliklerin değerlendirilerek o kişi hakkında bir fikir oluşturma sürecidir.

İzlenim Oluşturmanın Temel İlkeleri
  • İzlenimler çok az bilgiye dayalı ve çok çabuk bir şekilde oluşturulur. 
  • Biz karşımızdakinin en çarpıcı özellikleri ile onu başkalarından ayıran farklı kılan özelliklerini kullanarak izlenim oluşturmaktayız. 
  • Bir davranıştan anlam çıkarırken bir davranışı yorumlarken; o davranışın yapıldığı koşulları esas alırız. Bağlamından soyutlanmış değerlendirmelerde bulunmayız.
  • İnsanları tek tek değil, belli grupların üyeleri olarak görme eğilimindeyiz.
  • insanların davranışlarını yorumlarken, önceki bilgilerimizi kullanırız. Bir öğretmenin davranışını yorumlarken öğretmenlerle ilgili olarak sahip olduğumuz eski bilgilerimizi kullanırız. 
  • Bizim kendi ihtiyaç ve amaçlarımız, algılamalarımızı etkilemektedir. Sözgelimi bir daha karşılaşmayacağımız birini algılamamız, hep birlikte olacağımız birisini diyelim ki oda arkadaşımızı algılamamızdan farklı olacaktır.

İzlenim Oluştururken Kullanılan Bilgi Kaynakları

Roller: Rol şemalarının sağladığı bilgiler hem fazla, hem açık ve önemli; hem de yarattığı çağrışımlar bakımından daha zengindirler. Bir insanın milletvekili, ya da kabadayı olduğunu bilmek onunla ilgili pek çok bilgi verecek, çağrışım sağlayacaktır. 

Fiziksel İpuçları: Karşılaşılan bir insana ilişkin özellikler hakkında bir çıkarsamada bulunurken; öncelikle onun görünümü ve davranışları üzerine odaklanırız. İlk bakışta yakalanabilen dış görünüm ve davranışla ilgili algılarımız oldukça ayrıntılı izlenimler oluşturmaya olanak sağlayabilir. Bebek yüzlü insanların daha dürüst olduğunu, daha güçsüz olabileceğini düşünmemizde etkili olan fiziksel ipuçlarıdır.

Ayırıcı Özellikler: Bu görsel ayırıcılık ya da dikkat çekici durumlar izlenim edinmede son derece etkilidirler. Yeni işe başlayan kişinin oda arkadaşlarından birisinin bir tiki varsa; onunla ilgili ilk izlenimi ne onun giyimi, ne saç biçimi, hatta ne cinsiyeti değil, bu tiki olacaktır. Kişide ilk bakışta göze çarpan özellikler ayırıcı özelliklerdir.

Sosyal Psikoloji Nedir?

FELSEFE Ders Notları 4
Sosyal Psikoloji 1
Sosyal Psikoloji Nedir?

Sosyal Psikoloji bireylerin, davranış, duygu ve düşüncelerinin başkalarının gerçek, hayal edilen veya ima edilen varlığından nasıl etkilendiğinin bilimsel yollarla araştırılmasıdır.

Sosyal Psikoloji insan etkilişimlerini ve bu etkileşimlerin psikolojik temellerini sistematik olarak inceleyen bir disiplindir. Kökleri 19.Yüzyılın sonunda Avrupa'da ortaya çıkan Völkerpsikoloji ve kitle psikolojisi akımlarına dayanır.

Völkerpsikoloji: 19.yüzyılda Almanya’da geliştirilmiş, kültürel davranışın tarihsel ve karşılaştırmalı olarak çalışılması gerektiğini öne süren bir sosyal psikolojik yaklaşımdır. 

Kitle Psikolojisi: 19.yüzyılın sonunda Fransız kuramcı Gustave Le Bon ile başlayan, bireysel psikolojiden farklı olarak kitlelerin kendine özgü psikolojisi olduğunu ileri süren bir sosyal psikolojik yaklaşımdır. 

Grup Zihni: Gustave Le Bon tarafından geliştirilmiş, çeşitli psikolojik mekanizmalar aracılığıyla, insan kollektivitesinin tek bir varlık, psikolojik kitle haline gelmesine işaret eden kavramdır.

Sosyal Etki, insanlar arasındaki etkileşimlerin, insanların düşünce ve davranışlarını etkilemesi olarak anlaşıldığında, sosyal psikolojinin ikna, tutum değişimi ve uyma davranışı gibi büyük bir alanını kapsamaktadır. 

Sosyal Etkileşim Alanı, sosyal davranışla, yani işbirliği ve çatışma, kişilerarası ilişkiler gibi insanlarla ilişkili davranışı kapsar. Sosyal etkinin ise bu alanlarla ilişkisi 2 yönlüdür; hem sosyal davranış hem sosyal algı alanındaki sosyal etkiden söz edilebilir. Dolayısıyla sosyal psikoloji, bu birbirine bağlı üç alanın toplamı olarak tanımlanabilir.

Davranışcı Sosyal Psikoloji: 20.yüzyılın başında ABD sosyal psikolojisinde ortaya çıkan ve gözlenebilir olan olguların çalışılması gerektiğini ileri süren sosyal psikolojik yaklaşımdır. 1920'lerde sosyal psikolojinin gelişimindeki diğer önemli bir olay da Thurstone ve arkadaşları tarafından tutum ölçüm teknolojisinin geliştirilmesidir.

1930’larda Almanya'da yükselen Nazizm dolayısıyla Avrupa'dan pek çok bilim insanı ABD'ye göç etti. Bu bilim insanlarından Kurt Lewin ve Solomon Asch ve Türkiye'den Muzafer Sherif (Muzaffer Şerif Başoğlu) ABD'deki sosyal psikolojiyi derinden etkilemişlerdir. Bu üçlü ABD'ye gittiklerinde davranışcılığın ağır bastığı bir sosyal psikoloji buldular. Gestalt psikolojisinden (temel olarak bütünselliğe önem veren bir psikolojik yaklaşım) etkilenmiş olan Lewin, Asch ve Sherif, bir yandan davranışçılığı reddettiler ve zihinsel olguları sosyal psikolojiye tekrar soktular, diğer yandan grup zihni yaklaşımını da reddettiler. Gestaltcı bakış açısından grubu gerçek bir psikolojik olgu olarak ele aldılar ve özellikle Lewin ABD'de grup süreçleri ve dinamikleri araştırmalarında bir geleneği başlattı. Bu gelenekte, Lewin'in öğrencisi Festinger'in grup içi süreçleri, kişilerarası etkileşimi ve sosyal etkiyi farklı biçimde anlamaya olanak veren sosyal karşılaştırma ve bilişsel çelişki kuramlarını anmak gerekir.

Birey ve Davranış - Sosyal Psikoloji

FELSEFE Ders Notları
Sosyal Psikoloji - Birey ve Davranış

Bireylerin davranış, duygu ve düşüncelerinin başkalarının gerçek hayal edilen veya ima edilen varlığından nasıl etkilendiğinin bilimsel yollarla araştırılmasına sosyal psikoloji denir.

Modern sosyal psikolojinin uğraştığı konulardan bazıları şunlardır:
  • Gruba Uyma Davranışı
  • İkna
  • Güç
  • Sosyal Etki
  • Ön Yargı
  • Ön Yargının Azaltılması
  • Ayrımcılık
  • Kalıp Yargılar
  • Tutumlar
  • Kitle Davranışı
  • Gruplar Arası İlişkiler
İnsanların bilgiyi nasıl edindiği, organize ettiği ve kullandığıyla ilgilenen bilişsel psikoloji'nin temel ilgi alanları şunlardır: Algı, Dikkat, Bellek, Düşünce ve Dil

Sosyal Algı: Temel algı ilkelerine bağlı olarak işleyen, kendimizin ve diğerlerinin davranışlarını nasıl algıladığımıza dair bir bilişsel süreçtir.

Bir kişiyle yeni tanışıldığında onu var olan bir kategoriye yerleştirmek için bilişsel yapılardan kişilik şemaları harekete geçirilir.

İzlenim oluşturma çalışmalarında başlangıta edinilen bilginin sonradan edinilen bilgiden daha ağır basması durumu öncelik etkisiyle ifade edilir. Öcelik etkisi  sosyal biliş yaklaşımında "bilişsel cimrilik" ile açıklanmaktadır.

Atıf Kuramı: İnsan davranışlarına ait "insanlar ve kendilerinin ve başkalarının davranışlarının nedenlerini nasıl açıklarlar?" sorusuna yanıt aramaktadır.

Atıf kuramının öncüsü Fritz Heider'dir.

Sosyal psikolojide davranışı açıklarken ortamsal faktörlere değilde kişinin kendisine atıf yapma eğilimimiz temel atıf hatası  olarak adlandırılmaktadır.

Kişinin kendi başına gelen olumlu olayları kişiliğine, kişisel yetenek ve becerilerine; olumsuz olaylarıysa  kendisi dışındaki faktörlere, başarısızlıklarımızı içsel faktörlere bağlamak açıkca benlik değerimizi korumak amacıyla başvurduğumuz bir stratejidir.

Tutum: Başka bir kişye yada herhangi bir şeye, tutum nesnesine karşı yönetilen düşünce, duygu ve davranışsal eğilimlerin göreli olarak durağan bir örgütlenmesi şeklinde tanımlanır.

1960'lara kadar sosyal psikolojide tutumlar ABC Modeli denilen üçlü bir yapıda ifade edilmekteydi. Bu modele göre tutumlar üç bileşenden oluşmaktadır. Bunlar: Duygusal, Bilişsel Eğilim ve Davranış Eğilimidir.  

1960'lardan sonra sosyal psikolojide ABC Modeli terk edilmiş yerine tutum nesnesine yönelik değerlendirmeyi temel alan yaklaşım benimsenmiştir.

Ölçülen tutum ile gözlemlenen  davranışın aynı genellik düzeyinde olmasını ifade eden duruma denklik hipotezi denir.

Davranışın kendisini değil davranışın niyetini tahmin etmek üzere kurulmuş bir model olan  Planlanmış Davranış Kuramını Fishbein ve Ajzen geliştirmiştir.

Planlanmış Davranış Kuramına göre davranışa yönelik niyeti tahmin etmemizi sağlayan faktörler şunlardır:
  • Davranışa yönelik tutum
  • Öznel norm
  • Algılanan davranışsal kontrol
İkna süreci hakkında sosyal psikologların temel alarak sordukları sorular şunlardır:
İkna çabaları ne dereceye kadar etkilidir?
İkna sürecinin başarılı olmasını etkileyen faktörler nelerdir?

Sosyal psikolojide ilk tutum değişimi yaklaşımı mesaj öğrenme yaklaşımıdır.

Mesaj Öğrenme Yaklaşımına göre ikna sürecinde mevcut olan temel öğeler şunlardır:

İletişimin Kaynağı, Mesaj, İletişimin Yöneldiği İzleyici veya Dinleyici Kitlesi ve İletişim Ortamı

Duygusal Bileşen: Hem hissedilen duygunun nitelğini hemde tutumun aşırılığını ifade eder.
Bilişsel Bileşen: Tutumun içeriğini oluşturan inanç ya da düşünceleri kapsar.
Davranışsal Bileşen: Kişinin eyleme yönelik niyetlerini ve eğilimlerini içerir.

Kalıp yargı terimi ilk kez 1922'de Lipmann tarafından kullanılmıştır.

Üyelerinin kendi yaşamları üzerinde baskın grubun üyelerinden daha az gücü, konrolü ve etkisi olan gruplara sosyolojik psikolojik bakış açısından azınlık grubu  denir.

Ön yargının kökeni olduğu düşünülen bilişsel süreçler şunlardır: Sosyal kategorileşme, dış grup homojenlik yanılgısı ve hayali ilişkisellik.

Sosyal Kategorileştirme: Sosyal Biliş yaklaşımına göre, sosyal dünyayı algılamadaki temel süreçtir. İnsanlar genellikle sosyal dünyayı  "biz" ve "onlar" olmak üzere iki farklı kategoriye bölerler.

Kişinin kendi ait olduğu gruplar dışındaki grupları daha homojen olarak algılama eğilimine dış grup homojenlik yanılgısı adı verilir.

Ait olunan grubun idealize edilmiş ahlaki otoritelerine yönelik sorgulayıcı olmayan, boyun eğici tutum otoriteryen boyun eğme şeklinde ifade edilir.

Altemeyer'in otoriteryenizm boyutları şunlardır:

  • Otoriteryen boyun eğme
  • Otoriteryen saldırganlık
  • Gelenekcilik
Konformite: Bireylerin varolan sosyal normlara uyma yönünde baskı hissettiği bir sosyal etki türü olarak ifade edilir.

Bir bireyin diğerine belli bir biçimde davranması için emir verdiği etki biçimi itaat şeklinde tanımlanır.

Sosyal Psikoloji

FELSEFE Ders Notları
Psikolojiye Giriş
Sosyal Psikoloji

Sosyal psikoloji; insanı özelliklede başka insanlarla ilişkileri bağlamında anlamaya çalışır. Hayatın insana dair her yönü hakkında söyleyecek sözü olan çok geniş ve zengin bir bilim dalıdır. Klinik psikolojisi,psikolojik sorunları olan insanları anlamak ve tedavi maksadını taşır. Sosyal psikoloji ise daha genel olarak ''normal'' insanı anlamak arzusundadır. 

Sosyal Psikolojinin Kısa Tarihi

Alanın tarihçesini biçimlendiren en önemli olaylardan biri, Hitler Almanyasından kaçan çok sayıda sosyal psikologun 1930 ve 40'lı yıllarda Amerikaya yerleşip buradaki üniversitelerde başarılı çalışmalarda bulunması olmuştur. Nazizm ve Faşizm akımlarının psikolojik kökenlerini anlama arzusu ve 2.Dünya savaşının gerekleri bu dönemde alanın sorduğu sorular üzerinde etkili oldu. Bugün sosyal psikoloji psikolojinin değişik alt dallarda içinde en dinamik olanlarından biridir ve sosyal psikologlar dinden politikaya aşktan önyargıya saldırganlıktan işbirliğine insana dair akla gelebilecek her konuyu anlayıp anlatmaya çalışırlar.  

Sosyal Psikolojinin İki Temel İlkesi

Sosyal psikologlara çalışmalarında insan doğasına dair bazı temel varsayımlar eşlik ve rehberlik eder. Bunlardan birincisi insanların dünyayı olduğu gibi değil kendi oldukları gibi görmeleridir. Gerçekliği algılayışımızda dışarıdaki objektif dünya kadar kendi benliğimizin de rolü vardır.

Sosyal psikologların kendilerine düstur kabul ettikleri ikinci ilkeyse sosyal etkinin çok yaygın ve güçlü olduğudur.

İnsanlar Ne İster?
  • Hayatımız üzerinde hakimiyet sahibi olmak. Bu güdü bizi kendimizi başkalarını ve hayatın bizimle alakalı kısımlarını en doğru biçimde anlamaya ve bu bilgiyi kendi lehimize kullanıp hayyatta arzuladığımız noktalara gelmemizi sağlamayıa sevk eder.
  • Sevmek , sevilmek, ait olmak. Başkalarıyla yakın ilişkiler içinde olmak,onlar tarafından kabul görmek…
  • Benliğimizi değerli görmek. İyi düzgün sevilesi bir insan olduğumuza bir anlamda varoluşumuzun ''doğru'' olduğuna inanmak. Ortalamanın üstü etkisi: Araştırmalar insanların çogunun kendilerini okul başarısı, iş performansı, zeka, popülerlik, sportiflik, liderlik, araba sürme becerisi ve daha pek çok konuda ortalamanın üstünde gördüğünü belgelemektedir. Çoğunluğun ortalamanın üstünde olması istatistiki açıdan mümkün olmadığından bu olgu benliğimizi degerli görme ihtiyacımızın bir uzantısı olarak görülür.