Tarih Öncesi Çağlarda Bilim ve Teknoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor.
Tarih Öncesi Çağlarda Bilim ve Teknoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor.

Tarih Öncesi Çağlarda Bilim ve Teknoloji

FELSEFE Ders Notları 2
Bilim ve Teknoloji Tarihi
Tarih Öncesi Çağlarda Bilim ve Teknoloji


Bilimin Kökeni: Bilimin kökleri çok eskilere gitmesine rağmen, bilgi ve düşünme türü olarak nitelendirebileceğimiz ve uygarlığın bir ürünü olan bilim aslında yeni bir kavramdır. Eski çağlarda, din, efsane, felsefe gibi ruhsal; el sanatları gibi günlük ihtiyaçları gidermeye yönelik uğraşlar dışında bugün bilim olarak adlandırılan ve özünde gözleme ve düşünmeye dayalı bir bilim anlayışından söz emek zordur. Fakat bu uğraşlar sonucu elde edilen bilgi, teknik ve kavramların daha sonraki çağlarda belirgin hale gelen bilimsel kavram ve işlemlere kaynaklık ettiği de gözardı  edilemez. Aslında bilimsel düşünmenin ve icat etmenin özünde biri dünyayı anlama merakı diğerinde ise yaşamı rahat ve güvenlik kıla gibi iki ihtiyaç yaratmaktadır.
Bu ihtiyaçlardan ilki, insanın tarihinde kuşaktan kuşağa aktarılan çeşitli yaşantı ve beceri biçimlerini kapsayan bir teknik geleneği, ikincisi insanoğlunun duygu, inanç ve düşüncelerini içinde toplayan bir ruhsal geleneği oluşturmuştur.

Bilim ve Teknolojinin Amacı: Nesnel bilgi ve tekniğin ortaya çıkışını, yayılmasını ve kullanılma koşullarını incelemek ve bir bakıma niteliği belli bir yöntemin, bir düşünme türünün hatta geniş anlamda bir  bakış açısının oluşmasını sağlamaktır.

Bilim ve Teknolojinin Görevi: Olgu (gerçek) ve buluşların bir katalog çalışması olmayıp, bilimsel kavram, kuram, teknik ve anlayışın doğuş ve gelişimini izlemek ve açığa çıkarmaktır.

Geniş bir açıdan bakıldığında bilimin ve teknolojinin uzun ve zorlu gelişiminde dört aşama görülür:
  • Mısır ve Mezopotamya uygarlıklarına rastlayan ampirik bilgi toplama aşaması
  • Eski Yunanlıların evreni açıklamaya yönelik akılcı sistemlerinin kurulduğu aşama
  • Ortaçağda Yunan felsefesi ile dinsel dogmaları bağdaştırma çabaları karşısında İslam bilim ve teknolojisinin parlak başarılarını kapsayan aşama
  • Rönesans sonrası gelişmelerin yer aldığı modern bilim aşaması.
Bilim ve Teknolojinin Tanımı: Evrenin yapısını ve davranışlarını gözlem ve deney yardımıyla sistematik bir şekilde incelenmesini ve yasalar biçiminde açıklamaya çalışan düzenli bilgi bütünü.

Bilimin Alanları:
  • Sosyal olaylar ve insan davranışlarını konu alan "Sosyal Bilimler"
  • Doğanın incelendiği  Fizik, Kimya, Biyoloji'yi içeren "Fen Bilimleri"
  • Bilimsel yöntemlerle elde edilen bilgilerin uygulamaya konulduğu "Uygulamalı Bilimler"
  • Hem Fen Bilimlerine hemde bazı Sosyal Bilimlere benzeyen ve bilim dili olarak adlandırılan "Matematik" 
Albert Einstein bilimi, her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düşünceler arasında uygunluk sağlama çabası, Bertrand Russell ise gözlem ve gözleme dayalı akıl yürütme yoluyla dünyaya ilişkin olguları birbirine bağlayan yasaları bulma çabası olarak tanımlamıştır.

Popper'a göre sadece bir tane evrensel yöntem vardır; olumsuz deneme ve yanılma yöntemi. Bu, bilim, matematik, felsefe, sanat vs. dahil insan zihninin tüm ürünlerini kapsadığı gibi, hayatın evrimini de kapsar.

Bilimsel Araştırmalarda Kabul Edilen Genel Yöntemler:
  • Algılama Yöntemi: Çıplak gözle ve duyu organlarımı ile yaptığımız ilk algılama
  • Gözlem Yöntemi: Algılama yönteminin derinleştirilmiş şeklidir. Duyu organlarının güçlerini artırıcı, teleskop, mikroskop gibi çeşitli araçlar kullanılır. Etkide bulunmadan yakından gözlemek ve izlemektir.
  • Deney Yöntemi: Gözlem yönteminin derinleştirilmiş halidir. Gözlenen olayların laboratuvar ortamında sınanmasıdır.
Bilim Tarihçilerine göre Bilimin Özellikleri:
  • Bilim bilimsel verilere dayalı, kanıtlanabilir özellikteki bilgidir yani olgusaldır. Olgulara yönelerek doğrulanabilir olan ifadeleri inceler.
  • Bilim Mantıksaldır. Bilimsel ifadeler mantıksaş açıdan doğru çıkarımlar ile ulaşılmış çelişkisiz ifadeler olmalıdır.
  • Bilim Objektiftir. Öznel ifadeler ile değil nesnel ifadeler ile ilgilenir.
  • Bilim Genelleyicidir. Tek tek bütün olgular ile ilgili gözlem yapmaz; bunlar ile ilgili genel kuralllar ve bağıntılar bulmaya çalışır.
  • Bilim Eleştireldir. Mevcut bir kuram yeni olgular ışığında çürütülebilir veya değiştirilebilir; her kuram yerini başka bir kurama bırakır.
  • Bilim Seçicidir. Her türlü olguyla değil yalnızca ilgi alanına giren olgular ile ilgilenir.
Bilimin Dayandığı İnançlar:
  • Bilim Akılcıdır. Buna göre dünya anlaşılabilir ve akla uygun bir dünyadır. Bu nedenle olguları akıl yoluyla kavramaya uygun bir düzeni vardır.
  • Bilim  Niceldir. Var olan her şey ölçülebilir.
  • Bilim Gerçekçidir. Buna göre dış dünya özneden bağımsız ve gerçektir.
  • Bilim Nedenselcidir. Doğadaki her şeyin bir nedeni vardır. Doğadaki bütün olgular arasında neden-sonuç ilişkisi bulunur.
Bilimsel Yöntem: Yeni bilgi edinmek ve bilinen bazı bilgileri doğrulamak veya düzeltmek amacıyla, olayları araştırmak için ve geçmişte kazanılmış, öğrenilmiş bilgileri tamamlamak için kullanılan yöntemlerin tümüne denir.

İlk Bilimsel Dergiler: Journal des Scavans, Philosophical Transactions 1665 yılında yayımlanmaya başlanmıştır.


Richard Dawkins bilim ile dinin uzlaşmasının mümkün olmadığını savunmaktadır.

Matematiksel Astronominin kurulmasına Babil uygarlığı öncülük etmiştir.

Bakır ve kurşunu karıştırarak alaşım olarak bronzu ilk kullanan Türklerdir.
Bugünkü pantolon dediğimiz giysinin ilk örneklerini Türkler icat etmişlerdir.

Türklerdeki Bilim ve Teknolojinin Gelişimi:
Kozmolojiye ve takvim çalışmalarına önem veren en eski milletlerdendir.
Evreni bir büyük kubbe olarak kabul etmişlerdir. Bu kubbeninde altından veya demirdne bir kazı etrafında çok hızlı bir şekilde dairesel olarak döndüğünü varsaymışlardır.
Takvimi ilk kullanan milletlerdendir.
Hayvan adlarının kullanıldığı bir takvim kullanmışlardır.
Türkler bir günü "Çağ" adını verdikleri oniki parçaya ayırmışlardır. Oniki çağ oniki hayvan adıyla anılmıştır. 1 Çağ bugünki takvimde 2 saate eşittir.
İlkbaharın ilk günleri bahar bayramı olarak kutlanmış daha sonra nevruz (yeni gün) adını almıştır.
Yılı 4 mevsime bölmüşler. bir yıl 360 gün olup 60 günlük 6 haftaya ayrılmıştır.

Uygarlığın doğmasına neden olan kavimler: Sümerler ve Akadlar

Mezopotamya'da aritmetik ve geometri çok ileri düzeydeydi. Sümer sayı sistemi 60 tabanlıydı.
Babilliler 60 tabanlı sayı sisteminin yanında 10 tabanlı sayı sisteminide kullanmışlardır. Aritmetik işlemlerde çarpım tablosunu kullanıyor, dört işlem, kare ve karekök almayı biliyorlardı.Alan ölçümleri ve su kanalları açmak için geometriden yararlanıyorlardı.

Dairenin alanı ve silindirin hacmini bulmada Pi sayısı için 3,125 değerini belirlemişlerdi.

Çemberi 360 dereceye bölme düşüncesinide ortaya koymuşlardı.

Çin'de kullanılan sayı sistemi 10 tabanlıdır.  Abaküs ve çarpım çetveli gibi araçlarıda kullanmışlardır. Çin uygarlığı takvim sapmalarında güneş ve ayı esas almak yerine yıldızları esas almışlardır.

Çinliler temel koordinat düzlemi olarak ekliptik düzlemi yerine ekvator düzlemini benimsemişlerdir.

Çinli düşünürlere göre, evrensel bir sistemin bir parçası olan insa, ikilem gösteren yin ve yang ilkesinin (iyilik ve kötülük, hastalık ve sağlık gibi) etkisi altındadır.

Sıfırı ilk kez Hintli matematikçiler kullanmıştır.

Hintliler boşluk ve yokluk anlamına gelen ve nokta halinde (.) gösterdikleri sıfır fikrine sahiptiler. Fakat sıfırı sayı olarak kabul etmiyorlardı.

Sıfır ilk defa sayı olarak  İslam dünyasında kullanılmıştır.

Hintliler 10 tabanlı sayı sistemini kullanmışlardır.

Mezopotamyalıların en çok geliştirdiği cebir konusu: İkinci dereceden denklemlerin çözümü

Anadolu ve Ege Havzasındaki en önemli uygarlıklar : Frigya, Lidya, Girit, Hitit

Hititlerin mezopotamya kökenli "şekel" ve "mina" adlı ağırlık birimlerini kullandıkları, en çok bakır ve tunçtan eşyalar yaptıkları, çivi yazısı ve hiyeroglif  olmak üzere iki çeşit yazıları oldukları bilinmektedir.
Mısırlılar: Kaldıraç, palango gibi makinaları yapmışlardır. Mumyalama tekniğini kullanmışlardır. Kırık ve çıkıklarda alçı uygulaması yapmışlardır. Dişcilikle ilgili dolguyu ve apse tedavisini biliyorlardı.

Günümüzde kullanılan takvimin temelinde Mısır Takvimi  yer alır.