Kişilik

FELSEFE Ders Notları
Kişilik - Birey ve Davranış

Kişilik : Bireyin  iç ve dış çevreyle kurduğu, bireyi diğer bireylerden farklılaştıran tutarlı ilişki biçimine kişilik denir. Başkalarında görülmeyen kişiye özgü davranışlar olması gerekmektedir.

Kişilikle ilgili birçok farklı yaklaşım kişilik davranışlarının sebeplerini, kendi bakış açılarından ortaya çıkmaktadır. 

Psikodinamik Yaklaşım : Psikodinamik yaklaşımda kuramcılar psişik enerjinin davranışlar üzerindeki etkisi üzerinde çalışmaktadırlar. Bu süreçte bu enerjinin kaynağı kimi zaman cinsellik ve saldırganlık içgüdüleri olabilirken, kimi zaman da bireyin bağımlılıkla savaşı ola­bilmektedir.

Psikodinamik kuramlar, kişiliğin bilinçdışı (bilinçaltı) unsurlarla şekil­lendiğini savunmaktadırlar.

Kişiliğin bilinçdışı unsurlarla şekillendiğini savunmaktadırlar. En önemli temsilcisi Sigmund Freud’dur.

Takipçileri:
  • Cari Gustave Jung
  • Alfred Adler
  • Koren Horney
  • Erik Erikson
Sigmund Freud : İnsan davranışının temelinde güdüler ve dürtüler bulunur. Yani bilinçdışıdır. İnsan davranışları iki temel biyolojik içgüdü tarafından yönlendirilir.

Yaşam İçgüdüsü / Eros / Cinsellik
Ölüm İçgüdüsü / Thanatos / Saldırganlık 

Freud, cinsellik güdüsünü, yapılan herhangi bir işten elde edilen hazzın her türü olarak tanımlar.

Freud kişiliği id, ego ve süperego olarak ayırmıştır.
id : Haz peşindedir. Doyum arayan id gerçek dünyaya göre hareket etmez.

ego : Düşünme ve akıl yürütme süreçlerinin kontrolünü yapar. id'den gelen dürtüleri dünya koşullarına göre ayarlar.

Ego aşağıdakilerle etkileşimli olarak çalışır:
  • Bilinç: Bireyin içinde olduğu durumla ilgili hissedilenlerin tümü.
  • Bilinç öncesi: Bireyin farkında olmadığı fakat kolaylıkla hatırlanıp bilinç düzeyine getirilebilecek bilgilerin oluşturduğu yapı.
  • Bilinçdışı: Bireyin farkında olmadığı istese de hatırlayamayacağı birey farkında olmadan istemsiz bir şekilde vücut işlevlerini ve davranışları yönlendiren yapıdır. Dil sürçmeleri, rüyalar, hipnoz altında ortaya çıkar.
Dürtü ve isteklerin yerine getirilmesinde gerçeklik ilkesi doğrultusunda aracılık sağlar.
 
süperego : Bireyin davranışlarında toplumsal yapı içinde şekillenen kurallar, gelenekler ve ahlaki boyutta etkilidir.
  • İd insanın nefsi
  • ego benliği
  • süperego vicdanı
Freud'un kişilik ile ilgili kuramı bir buzdağına benzetilir.
Davranışın asıl sebebi, buzdağının altında kalan daha büyük alanda saklıdır.
Freud ve Kişilik Gelişimi :  Freud’a göre bireyin davranışlarına yön veren cinsel dürtünün doyurulma isteği Freud’un kişilik kuramını biçimlendirmektedir. Cinsel dürtüler sadece cinsellikle ilgili değil başarılan bir işten zevk almak gibi, tüm zevk alma durumlarını kapsamaktadır

Libido: Cinsel dürtünün yarattığı enerji. 

Saplanma: Cinsel enerji olarak adlandırılan libidonun kişilik gelişimi sürecinde, ileriki yıllarda kişilik gelişimini etkileyecek şekilde vücudun belli bir bölgesinde takılıp kalmasıdır.

Oral Dönem: Bebek 18 aya kadar olan süreçte dış dünya ile ağzı yolu ile bağlantı kurar. Libido ağız bölgesinde yoğunlaşır. Oral yolla doyum sağlayan çocuklar ileride iyimser ve bağımlı yetişkin özellikleri, az doyum sağlayanlar saldırgan ve kötümser özellik sergiler.

Bu dönemdeki saplanma ilerde; alaycı, tartışmacı, kolay aldanabilen, kişilik yaratabilir.

Anal Dönem (18 ay - 3,5 yaş): Libido anal bölgeye kayar. Tuvalet eğitiminin verilmesi bakımından önemli bir dönemdir. 

Bu eğitim verilirken sıkıcı ve baskıcı uygulamalara gidilirse ileride, öfkeli, inatçı, cimri, aşırı titiz kişilikler oluşabilir.

Fallik Dönemi (3-5 yaş): Cinsel enerji cinsel bölgeye kayar. Cinsel organlarını keşfetmeye başlayan çocuklar aynı cinsten olan ana babasına karşı kıskançlık hissi geliştirir. Karşı cinsiyetten ana babaya bağlılık gösterir.

Erkek çocuğun annesine bağlılığına Freud,
  • Yunan mitolojisinden adını alan Oedipus kompleksi
  • Kız çocuğun babaya olan bağlılığına Elektra kompleksi der.
Bu dönemlerde saplanma gösteren bireylerde değersizlik, utangaçlık gibi kişilik özellikleri görülebilir. Anlatamazlarsa cinsel güçlerini aşırı derecede sergilemeye yönelik kişilik özellikleri gösterebilirler.

Gizil Dönem: Fallik dönem sonlandıktan sonra çocuklarda cinsellik ilgisi kaybolmaya başlar. 5-6 yaşlarının dönemidir. Bu dönemde oyun arkadaşları karşı cinsten seçilir.

Genital Dönem: Ergenlik başlar, son psikoseksüel dönemdir. Cinsel dürtüler cinsel ilişki yolu ile karşılanır. En ideali sorumluluk duygusu ile dürtülerin ertelenmesidir.

Carl Gustave Jung : Jung’a göre, bilinç dışı ego için bir yaşam kaynağıdır. Egoyu kişisel bilinçdışı ve ortak bilinçdışı olarak iki alanda inceler.

Bireyin kişisel bilinçdışında bastırılmış veya unutulmuş duygu ve düşünceleri yer alır. Bu durumlar bir olayın ya da herhangi farklı bir yaşantının tetiklemesi durumunda bilinç düzeyine ulaşmaktadırlar.

Ortak bilinçdışında ise insanoğlunun geçmiş yaşantılarından deneyim ve ortak anılarından oluşmuş ortak düşünce ve davranış kalıpları mevcuttur.

Arketip: Ortak bilinçdışında insanoğlunun geçmiş yaşantılarını yansıtan deneyim ve ortak anlarından oluşmuş ortak düşünce ve davranış kalıplarıdır.

Belli Başlı Arketipler :
  • Maske: Bireyin dışarı yansıttığı ve diğer insanlar tarafından bilinen ama bireyin iç benliğini sakladığı arketip (ilk örnek). 
  • Anima: Erkekteki daha hassas ve destekleyici davranışları açıklayan kadın arketipi. 
  • Animus: Kadın kişilik yapısındaki saldırgan davranışı ortaya koyan arketip.
Jung’a göre bireyler ilgilerin yöneldiği alan açısından da kişiliğe ayrılır:
  • İçe Dönük Tip: Kendi dünyasına kapalı, asosyal, kendine güvensiz.
  • Dışa Dönük Tip: Kolay bağlantı kurar, uyumlu sosyal.
Alfred Adler : İnsanlar doğuştan olumlu güdülere sahiptir. Mükemmel olmak için çaba gösterirler. Çocuklar, kendilerinden güçlü ana babaya sahip olduğundan ve onlara bağımlı olduğundan aşağılık duygusuna sahiptir. Bu duyguyu yenebilmek için üstünlük çabası ortaya koyarlar.

Ödünleme: Bireylerin yaşadıkları fiziksel zayıflıkların ya da kayıpların ütesinden gelmek ve mükemmele ulaşmak için daha çok çaba göstermeyi sağlayan mekanizmadır.

Adler’e göre; doğum sırası (büyük çocuk, küçük çocuk, ortanca çocuk olmak) kişilik davranışlarıyla ilişkilidir.

Karen Horney: Horney kadınların cinsiyetlerinden dolayı daha farklı kişilik özellikleri göstermesinin biyolojik değil toplumsal olduğunu vurgular.

Horney, duygusal sorunlarla uğraşmada ve bireyin kendi güvenliğini sağlamada nevrotik eğilimlerin etkili olduğunu söyler.
  • İnsanlara Yönelmek: Diğerlerine, ana babaya bağımlı olmak.
  • İnsanlara Karşı Hareket Etmek: Diğer bireylerle savaş kaygıdan kurtarır.
  • İnsanlardan Uzaklaşma: Kimseyle ilişki kurmazlar, kendilerine yeterler.
Erik Erikson (1902 - 1994) : Erikson’a göre ego aslında kişiliği oluşturan güçlü ve diğerlerinden bağımsız bir yapıdır.

Kimlik: Biriciklik duyguları ile beraber geçmiş ve gelecekte bütünleşen karmaşık içsel durumdur.

Erikson’un Dönemeçleri
  • Temel güvene güvensizlik
  • Özerkliğe karşı utanma ve şüphecilik
  • Girişkenliğe karşı suçluluk duyma
  • Başarıya karşı aşağılık duygusu
  • Kimlik kazanmaya karşı rol karmaşası
  • Yakınlık kurmaya karşı soyutlanma
  • Üretkenliğe karşı durgunluk
  • Benlik bütünlüğü ya da umutsuzluk
İnsancıl Yaklaşım :  İnsancıl yaklaşıma göre; insan kendisi ve doğa ile uyum içinde yaşamak ister. Onlara göre; psikolojinin amacı, insanı tahmin ya da kontrol etmek olmamalı, anlamak olmalıdır, insanlar sürekli gelişme ve değişme potansiyeline sahiptir.

İnsanlar kendi eylemlerinden sorumludur. Bu yaklaşımda bireyin kendisini ve çevresini o an için nasıl algıladığı önemlidir.

İnsancıl yaklaşımın temsilcileri Carl Rogers ve Abraham Maslow’dur.

Rogers’a göre, birey için en iyisi olabilme ve bu konuda çaba göstermek “gerçekleştirme eğilimi” olarak adlandırılır.

Bireyin benlik kavramını ve kim olduğu ya da ne yapmak istediği konusunda potansiyelini geliştirme çabası ise “kendini gerçekleştirme” eğilimi olarak tanımlanır.

Bireylerin çocukluklarından itibaren sevgi saygı ve yakınlığı belirli koşullara bağlayarak verir aile. Bu duruma “koşullu olumlu kabul” denir. Bu durum bireyin doğuştan getirdiği potansiyelini kullanmasına engeldir.

Çocuğun kendisini tümüyle gerçekleştirmesi için aile tarafından koşulsuz olumlu kabul durumunun sağlanması gerekir.

Ayırıcı Özellik Yakşaımları : Bazı araştırmacılar kişiliği değerlendirilirken kişiden kişiye değişen kalıcı tutarlı kişilik özelliklerine göre sınıflandırma yapma yoluna gitmişlerdir.

Kişilik de en sık karşılaşılan faktörler büyük beşli olarak adlandırılır:
  1. Nevrotik: Kaygılı ya da sakin, güvensiz ya da güvenli, kendine acıma ya da kendinden memnun
  2. Dışadönük: Sosyal ya da çekingen, eğlenceyi seven yada ciddi, şefkatli ya da mesafeli.
  3. Açıklık: Hayalci ya da gerçekçi, bağımsız ya da uysal, çeşitlilik ya da sıradanlık.
  4. Uyumlu: Yumaşak kalpli ya da katı, güvenen ya da şüphe duyan, yardımcı ya da işbirliği yapmayan.
  5. Özdisiplin: Düzenli ya da düzensiz, dikkatli ya da dikkatsiz, özdisiplinli ya da zayıf iradelidir.
Eysenck’e göre; kişiliğin oluşumunda onun için önemli olanlar:
  • İçedönüklük
  • Dışadönüklük ile birlikte değişkenlik
  • Değişmezlik boyutları 
Vücut Yapısı ve Kişilik : Bazı araştırmacılar bireylerin beden yapısına ilişkin özelliklerinin kişilik açısından belirleyici olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu konuda yapılan bazı çalışmalar insanları fiziksel özelliklerine göre sınıflandırmaktadır.

Sheldon, bu konuda yapılan bazı çalışmalar insanları fiziksel özelliklerini üçe ayırmıştır:
  • Endomorf: Bu tip bireylerde fiziksel olarak karın bölgesinin daha geniş, beden hatlarının daha yuvarlak, kasların gevşek, saçların seyrek, ciltlerin düzgün olduğu görülmektedir.
  • Mezomorf; Kas, omuz ve beden yapıları gelişmiş güçlü atletik bir görünüme sahiptirler.
  • Ektomorf: Bu tip kişiler beden özellikleri açısından ince uzun ve iyi gelişmemiş kas yapısına sahip özellikler taşırlar.
Bilişsel - Sosyal  Öğrenme Yaklaşımları : Davranışçı görüşün daha çok bilişsel görüşe yaklaştığı bu alanda çalışan Albert Bandura, her türlü dışsal uyarıcının insan davranışını yönlendirdiğini kabul etmez. İnsanın edilgen olduğu bir yapıyı kabul etmez. Bireyin bilişsel yapısı, öğrenme, deneyimler ve çevre ile olan etkileşimi önemlidir. Bireylerin değerlendirmelerinde, bireylerin beklentileri ve davranışın devamında gelen geri bildirim etkilidir tezini savunur.

Karşılıklı Belirleyicilik: Davranışı belirleyen ödül ve ceza gibi dışsal unsurlar ile düşünce ve beklentiler gibi içsel unsurların etkileşimidir.

Kişilik Ölçme ve Değerlendirme Teknikleri : 
Kişiliği en iyi şekilde ortaya koyan davranışın, daha doğrusu bireyin normal koşullarda ortaya koyacağı kendine özgü davranışın değerlendirilmesi için geçerli ve güvenilir bir değerlendirme aracı uygulanmalıdır.
  • Bireysel Görüşme :Bireysel görüşme karşılıklı konuşma ve bilgi alma. Bir şekilde içerik önceden belirlenmiş ya da o anki konuşmalarda şekillenen bir yapıda gelişebilmektedir.
  • Gözlem : Bireyin günlük hayatında ortaya koyduğu kendine özgü davranışları doğal halinde inceleyebilmektir. Bu süreçte birey eğitilmiş bir gözlemci tarafından özel olarak düzenlenmiş deneysel ortamda ya da doğal ortamda gözlenir ve kişilik davranışlarına ilişkin saptamalar yapılır.
Kişilik Envanterleri
 
Objektif Testler: Bireyin kendi doldurduğu yazılı testler.  : Minnesota çok yönlü kişilik envanteri: En yaygın olanıdır. 550 maddedir.
 
Projektif testlerRosschach test Karmaşık mürekkepli 10 kart dizisi. 1920'lerde Hermann Roscharch tarafından geliştirilir. Bireyler kartlarda ne gördüklerini ve neden öyle gördüklerini anlatırlar. Katılımcılar lekeleri bulundukları yer, belirleyici unsurlar ve kapsam açısından değerlendirirler. 
 
Tematik Algı Testi: Resimlerden hikâye oluşturma. 1930’larda Henry Murray tarafından geliştirilmiştir. Deneklere kişiler ve olaylar ile ilgili belirsiz resimler gösterilerek, bu resimle ilgili bir hikâye oluşturmaları istenmektedir. Bireyin oluşturduğu hikâyelerde kendini başrolde olayın kahramanı ya da yan rolde mi konumlandırdığı önemlidir.