Fiziksel Gelişim

FELSEFE Ders Notları 2 
Eğitim Psikolojisi
Fiziksel Gelişim


İnsan gelişimi, doğum ile başlamayıp, doğum öncesinde döllenme ile başlayan bir süreç içerir. Doğum öncesi gelişim de, genellikle dölüt, embriyo ve fetüs gibi gelişim evrelerine ayrılarak açıklanır. 

Döllenme: Anne ve babadan gelen 23 çift kromozomun anne karnındaki yumurtada birleşmesidir.
Zigot: Döllenmiş yumurtaya zigot adı verilir. Genetik yapısı 23 anneden 23 babadan olmak üzere toplam 46 kromozomdan oluşur.
Dölüt: Döllenme ile başlayan  (zigot) ilk iki haftalık zaman dönemidir
Embriyo: 3-8 hafta arasındaki organların biçimlendiği döneme denir. Embriyo gelişerek vücut organlarını meydana getirecek tabakalar meydana getirmeye başlar. Bunlar;
Ektoderm: En dıştaki tabakadır. Duyu organları, sinir sistemi, dış deri, saç, tırnak ve dişlerin bir kısmı oluşur.
Mezoderm: Orta tabakadır. Kas, iskelet sistemleri ile salgı ve dolaşım sistemleri meydana gelir.
Endoderm: İç tabakadır. Sindirim, solunum, karaciğer, akciğer gibi önemli organlar meydana gelir.
Fetüs: 3.Aydan itibaren başlar. Doğuma kadar devam eden organların büyüdüğü dönemdir. 
Bu dönemde; 
  • Kaslar gelişmeye başlar,  
  • Dördüncü ayda anne fetusu hissetmeye başlar,
  • Kalp atışı düzenlidir, 
  • Nefes alıp verebilir (6. ayda)
  • 4. ve 5.aylarda temel vücut yapısı tamamlanır. 
  • Cinsiyet belirlenebilir.
  • 5. aydan sonra beyne gönderilen uyaranlara tepki vermeye başlar
  • Beynin 7. 8. aylarda çalışmaya başladığı iddia edilmektedir.
  • Beynin gelişmesiyle organizma artık hem biyolojik hem de psikolojik bir varlık demektir.
  • Doğduğunda boyu 50 cm. Ortalama ağırlığı ise 3200 gramdır.
İnsan yaşamında fiziksel gelişimin enyoğun olduğu dönem doğum öncesi dönemdir.

Otozom: Vücut kromozomlarıdır. 22 çifttir
Genozom: Cinsiyet kromozomlardır. 1 çifttir.
Genotip : Anne babadan kalıtım yoluyla geçen yapılan ifade eder.
Fenotip: Genetik yapının çevrenin etkisiyle oluşan dışarıdan gözlenebilen şeklidir. Dış görünüştür
Androjeni: Bireyin kendi cinsiyetini reddetmeden erkek ve dişi özelliklerini potansiyeli ölçüsünde taşımasıdır.

Yumurta ve spermde 23'er kromozom bulunur. Bunlar birleşince zigotu oluşturur. 46 kromozom meydana gelir Her kromozom içinde yaklaşık 20.000 gen bulunur, Kişinin tüm genetik özelliklerin kodlandığı DNA’lar bu genlerde bulunur.

Genler baskın ve çekinik olmak üzere iki çeşittir.
Down sendromu genetik bir bozukluktur.  
Erkeğin cinsiyet kromozomları XY düzenindedir.
Kadının cinsiyet kromozomları her zaman XX düzenindedir.

DNA, GEN, KROMOZOM, ZİGOT, DÖLÜT, EMBRİYO, FETÜS şeklinde bir gelişim sırası işlemektedir.

Görme Duyusu: Yeni doğan bebeklerin görme duyusu gelişmiş duyularından birisi olmaklar birlikte yetişkinlerin düzeyinde değildir.
İşitme Duyusu: Yeni doğan bebekler, işitme sisteminesahiptir ve doğdukları andan itibaren işitebilirler. İlk bir kaç gün kulakları sıvı dolu olup bu sıvı işitmesini güçleştirebilir. Ancak birkaç gün içerisinde bu sıvı yok olur ve sesi ayırt etme kapasiteleriartar.

Koku Duyusu: Yeni doğan bebekler, yetişkinler kadar olmasa da doğdukları zaman çeşitli kokuları ayırt edebilmektedirler. Araştırmalar, yeni doğan bebeklerin hoş ve hoş olmayan kokuları ayırt edebildiklerini göstermektedir.

Tat Alma Duyusu: Yeni doğan bebekler, tatlı, ekşi, acı, tuzlu gibi temel tatları ayırt edebilmektedirler.

Dokunma Duyusu: Yeni doğan bebeklerde, dokunma duyusu gelişmiştir. Bebekler kendilerine dokunulduğu zaman tepki olarak bazı reflex eylemler sergilerler.

Motor Gelişim: Hareketlerin gelişimini ifade eder. Motor gelişim bebeğin gelişen hareket becerisine bağlı olarak bedenini  gittikçe artan bir biçimde kontrol altına alması demektir. 

Motor Becerileri: Yürüme, elle tutma, kavrama, bağırsakları ve sidik torbasını kontrol etme temel motor becerilerdir. 

Motor Gelişim Aşamaları Şunlardır: İlk hareketler oturma, emekleme, destekle yürüme, bağımsız yürüme…Bebek doğduğunda vücudunu kontrol edecek güçte değildir. Bebekte bu dönemde reflektif ve denetimsiz vücut hareketleri gözlenir. Beş aylık bebek başının kontrolünü sağlayabilir Bebek yedi aylık olunca kendi başına oturabilir. Sekizinde ayda destekle ayakta durabilir. Onuncu ayda emekler ve on birinde ayda elinden tutularak yürüyebilir. Çocuk yaklaşık 12 aylık olunca bağımsız olarak yürüyebilir.

Fiziksel Gelişim 3-5 Yaş : İlk çocukluk döneminde büyüme değeri azalır kaba ve ince motor becerilerin gelişimi hızla artar.

Bedensel Gelişim: Bedensel gelişim bebeklik dönemine göre daha yavaştır. Sinir sistemi gelişimini büyük ölçüde tamamlar. Beş yaşına kadar beyin ağırlığı yetişkinin %90’ına ulaşır. Kalp atış hızı ilköğretime başlayınca yetişkine ulaşır.

Motor Gelişim: Kas gelişimi dikkat ekici düzeydedir.Bu dönemde çocukların etkinlik seviyeleri çok yüksektir. Uzun süre bir yerde oturamazlar. Kaba motor hareketi sağlayan kaslarını daha sık kullanırlar. Takla atmak, tırmanmak, atlamak, tekme atmak, gibi büyük kasların kullanımını gerektiren beceriler gelişmiştir. Küçük kasları koordine edebilir. Kendi başlarına yürüyebilir yiyecekleri kesebilir, resim yapabilir.

Fiziksel Gelişim 6-12 Yaş : Bedensel gelişim bir önceki döneme göre daha yavaştır. Çocuklar sinir kemik ve kas yapılarının gelişmesi sonucunda bedenlerini daha iyi kontrol edebilirler. Daha düzgün koordineli motor beceriler geliştirebilirler.

Dokuz yaşına kadar erkek çocuklar kızlara göre daha uzun ve ağırdırlar. Kız çocukların 10-15 yaş arası boy ve ağırlıkları yaşıtı olan erkekleri geçer; fakat erkekler daha hareketli ve fiziksel etkiliklere yoğun ilgi duyarlar. Sinir sistemi gelişimi tamamlanır. Kalp atış hızı yetişkine çok yakındır. İç salgı bezleri bu dönemde oldukça önemlidir. Troid bezi yeterince salgı üretmese bedensel ve zihinsel gelişim yavaşlar. Gırtlağın iki yanındaki bu bez yeterli salgıyı sağlayamazsa çocuk tembelleşir ve sindirim güçlüğü çeker.

Motor Gelişim: Tırmanma atlama zıplama denge sağlama gibi kaba motor beceriler iyice gelişir. Bisiklete binebilir. Erkekler kaba motor becerilerde kızlardan daha iyidir. Küçük kas becerileri gelişir. Bu sayede güzel sanatlar müzik ve el işlerine ilgi duyarlar. Kızlar ince motor becerileri erkeklere göre daha iyi yaparlar

Fiziksel Gelişim 11-12 Yaş: (11-12 yaş sonundan 18-19 yaş başlangıcına kadar.Altı-Yedi yıllık süre.)
Ergenlik döneminde çok yoğun bir fiziksel gelişim yaşanır. Ergenliğin ilk yıllarında çok ani bir bedensel büyüme ortaya çıkar.
 
Bedensel Gelişim: Ergenliğin ilk dönemine buluğ (erinlik) dönemi denir. Bu dönemde yoğun fizyolojik ve hormonsal değişim yaşanır. Kızlar 11- 12, erkekler ise 13-15 yaşları arasında buluğa ererler. Bu dönemde cinsiyet salgı bezleri aktif hale gelerek cinsiyet hormonu üretir. Vücudun tüm organları değişiklikten etkilenir. Erkelerde ses tonu, kızlarda ise adet görme bu dönemin belirtileridir. Hızlı fizyolojik değişme vücut yapısında büyük farklılıklara neden olur. El, ayak ve beden gelişir. Kızlarda yağ dokusu, erkeklerde ise kas dokusu fazlalaşır.
 
Cinsel Olgunlaşma: Ergenlerin cinsel olgunlaşma hızları değişiktir. Üremeden doğrudan sorumlu birincil özelliklerin gelişiminden ve dolaylı sorumlu ikincil cinsiyet özelliklerinin gelişiminden hormonlar sorumludur. Birincil cinsiyet özelliği erkeklerde penis kadınlarda rahimdir. İkincil cinsiyet özellikleride mesela her iki cinste de kıllanmadır. Çocuklukta erkek  ve kızlar aşağı yukarı aynı miktarda erkeklik (androgen) ve kadınlık (östrojen) hormonu salgılarlar. Kızlar genellikle erinliğe 11-12 yaşlarında ve erkeklerden biraz önce girerler. 12-13 yaş civarında kız çocuklarında ay hali (adet görme ) başlamıştır. Erkeklerdeki boy uzunluğundaki ani artışla 13-14 yaslarında ilk sperm üretimi gerçekleşir.

Ergenlikte Bireysel Farklılıklar: Bazı ergenler yaşıtlarından daha önce erinliğe girme belirtileri göstererek ani, daha hızlı bir bedensel büyümeyle ikincil cinsiyet özellikleri kazanırlar. Bu ergenlerin fiziksel değişimi, "erken olgunlaşma" olarak nitelendirilir. Bazı ergenlerse yaşıtlarıyla aynı zaman diliminde erinliğe girme belirtileri gösteremeyerek, ani ve çok hızlı bir bedensel büyümeyle ikincil cinsiyet özellikleri kazanımını gerçekleştiremezler. Ancak, yaşıtlarından daha sonraki bir zamanda bu büyümeyi gerçekleştirebilirler. Bu ergenlerin fiziksel değişimiyse "geç olgunlaşma" olarak adlandırılır.

Ergenler beden yapılarına son derece duyarlı oldukları için, bedensel yapılarını bir ideale benzetmek ister. Büyük bir kısmı ağırlıklarını değiştirmek ister, kendilerini çok zayıf ya da çok şişman, çok kısa ya da çok uzun hissederler. Bunun sonucunda olumsuz duygular geliştirebilir ve kendilerini olumsuz biçimde algılayabilirler. yetişkinler, ergenlerin kendisine ve ergen akran gruplarına gereken bilgilendirmelerle, açıklamalar yaparak bir bilinç oluşturmaya çalışmalı, dış çevredeki tehlikeleri fark etmelerini sağlama ve kendilerini geliştirmelerine destek olma yönünde çaba göstermelidirler.