Eskiçağ ve Ortaçağın Toplum ve Devlet Öğretileri

FELSEFE Ders Notları 3
Siyaset Felsefesi 1

Eskiçağ ve Ortaçağın Toplum ve Devlet Öğretileri

Siyaset Felsefesi tüm kavram ve sorunları amaca uygun olmaklık açısından eleştirel olarak ele alır.

Devletin amacı onun varlık nedeni olup, devlet toplumun ahlakça olgunlaşması ya da toplumun bütün olarak mutluluğunu sağlamak için vardır. Eski Çağ'daki toplum ve devlet düzenine yönelik eleştiriler Platon ve Aristoteles'in devlet kuramlarıyla başlayan bir siyaset felsefesidir.

Orta Çağ düşüncesinde devletin amacı, yeryüzünde Tanrı devletini gerçekleştirmek olan bir teoloji ortaya koymuştur.

Rönesansla başlayan Yeniçağ, Tanrı merkezli devlet anlayışının yerine laik bir devlet anlayışı ortaya koymuştur. Macchiavelli, "Hükümdar" adlı eserinde ilk ulus devlet kavramını ortaya atmış, modern siyaset kuramının temelini oluşturmuştur.

Felsefe tarihinde Sokrates öncesi döneme, Presokratik dönemi adı verilir. Bu dönemin filozoflarının ilgisi doğa felsefesi olup, onlar için doğada olduğu kadar toplumda da bir uyum ve düzen olması gerekliydi. Presokratik filozoflar doğa yanında insan ve toplum sorunuyla da ilgilenmişlerdir.

Leukippos ve Demokritos tarafından temsil edilen Atomcu Okul, evrenin bölünmez olan atomlardan oluştuğunu iddia eden görüştür.

Demokritos'a göre, en iyi yönetim biçimlerinden biri demokrasi olup, "demokrasi de yoksulluk çekmek, efendilerin hizmetinde mutlu olmaktan daha iyidir, özgürlüğün kölelikten daha iyi olması gibi"

Demokritos'a göre, insan işleri arasında en önemlisi devlet işleridir. İyi yönetilen bir devlet en mükemmel kurumdur. Bu nedenle devletin nasıl yönetileceği öncelikli iştir.

Presokratik düşünürlerden Sofistler ilgilerini doğadan insana yani toplum ve devlete çevirmişlerdir. Sofistlerden Kritias'a göre, din ve ahlak kuralları zeki ve kurnaz yöneticiler tarafından toplumun itaat etmesini sağlamak için oluşturulmuşlardır.

Kallikles kendilerini korumak için yasaları, adalet ahlak gibi kural ve değerleri toplumdaki güçsüzlerin oluşturduklarını ifade etmiştir.

Thrasymakhos'a göre adalet iktidarı elinde tutanlar tarafından belirlenir ve yasalar gücü elinde tutanlar tarafından konuluştur.

Sofistlere göre ortak ve evrensel bir insan doğası olmadığından insan doğasına uygun toplumsal bir düzende yoktur. 

Sofist Düşünürler: Protagoras, Gorgias, Kallikles, Kritias…vd

Physei-Thesei Ayrımı: Devlet ve toplumun doğal değil, yapma bir varolan olduğunu söyleyen Sofistler  "doğal olan" ve "insanlar tarafından konulan" yani doğal olmayan ayrımı physei-thsei yapmışlardır.

Platon'un Toplum ve Devlet Tasarımı
Platon Sokrates'in öğrencisi olup, Atina'da "Akademia" adlı kurduğu okulda felsefe dersleri vermiş ve toplum, devlet tasarımını Politeia (Devlet) adlı eserinde dile getirmiştir.

Platon'un felsefesinde tek tek varolanların ilk örnekleri idealar'dır. İdeal olanla gerçek olan tekler arasındaki uyuşmazlık aşılamaz. Platon'un ele aldığı devlet tasarımı, gerçeklikle varolan tek tek devlet biçimlerinden farklı mükemmel bir devlettir.

Platon felsefesinde ruh, insana karşılık gelir. İnsan ruhu ile insan doğası kastedilmektedir. Platon'a göre insan ruhunun üç yanı vardır. Arzular (istekler), Akıl ve ikisi arasında denge sağlayan İrade. Bu üç yan kendi işini görürse insan adil olacaktır.

Platon'un toplum ve devlet öğretisinin temellendiği idealar kuramına göre varolanlar bilinmeleri açısından görülenler ve düşünülenler olarak ikiye ayrılır.

Nesnesi görülenler alanında olan bilgi türüne sanı (doxa) diye Platon'a göre bunlar değişip devinen nesneler olduklarından insan onlar hakkında bilgi değil, ancak yanılabilir bir bilme türü olan sanı sahibi olabilir.

Düşünülenler alanının değişmeyen, devinmeyen  nesneleri olan idealar hakkında değişmez bilgi türü olan "episteme" den sözeden Platon'a göre epistemenin, yani hakiki bilginin nesnesi ebedi, değişmez ve kendi başına varolan ideadır.

Devleti düzenli bir toplum olarak gören Platon'a göre, devletin doğuş ve nedeni insanın doğasından kaynaklanır. Platon'a göre insan ihtiyaçlarını gidermek için toplum halinde yaşaması gereken bir varlıktır.

Platon, toplumda bulunması gereken üç yanı da üç sınıf olarak ifade eder.
  1. Üreticiler, İşciler, Zanaatkarlar sınıfı : Maddi gereksinimleri karşılamak
  2. Koruyucular, bekçiler sınıfı: Devleti dış düşmanlara karşı korumak ve yasaların toplum içinde uygulanmasını sağlamak.
  3. Yönetici sınıfı: Yasaları yapmak ve devleti bilgece yönetmek.
Platon'a göre insan ruhunun üç yanı gibi toplumunda üç yanının kendi erdemleri vardır.
  • Bilgelik: Yönetici sınıfın erdemi
  • Cesaret: Koruyucular, bekçiler sınıfının erdemi
  • Yönetilen üretici sınıfın ise kendine özgü bir erdemi yoktur.
Devlet Nedir? sorusuna "Devlet ne için vardır?" sorusundan hareketle yanıt veren Platonun ideal devlet tasarımından hareketle devlet yöneticileri, devletin amacına uygun olarak devleti yönetmelidir.

Devlet Yönetim Biçimleri
Platon'a göre en iyi yönetim biçimi monarşi ve aristokrasi olup, diğerleri bozuk yönetim biçimleridir. Devleti yöneten bir kişi varsa monarşi, devleti yöneten bir grupsa bu aristokrasi olup en iyilerin yönetimi demektir.

Platon'a göre ideal yönetim biçimi, ideal devlet baştakilerin  en iyiler, yöneticilerin ise filozof oldukları devlettir.

Platon'a göre Bozuk Yönetim Biçimleri
  • Timokrasi - Timarşi: Şan, şeref düşkünü insanların yönettiği yönetim biçimi
  • Demokrasi: Eşitliği savunan insanların halkın oyuyla seçilenlerin başta bulunduğu yönetim biçimi
  • Oligarşi: Para ve zenginlik tutkusuna sahip insanların bulunduğu ve gelir üstünlüğüne dayanan yönetim biçimi
  • Tiranlık: Başta bulunan kişinin zorba olduğu yönetim biçimi
Aristoteles'in Toplum ve Devlet Öğretisi
Platon'un tersine ideaın tekil olanda içkin olduğunu, bu nedenle asıl varolanın tekil varolanlar olduğunu söyler. Siyaset Felsefesini Politika adlı eserinde sunmuştur. Aristoteles'e göre insan her şeyden önce bir "zoon politikon" yani toplumsal bir varlık olduğundan kendi olanaklarını gerçekleştirebilmesi açısından toplumsal düzenin ve devletin varlığı zorunludur.

Aristoteles'e göre, devletin varlık nedeni erdemli yurttaşlar yetiştirmektir. Devlet herkesin iyi yaşaması ya da ortak mutluluğu için vardır. Bu nedenle devlet en yüksek iyidir.

Aristoteles'e göre insanı hayvandan ayıran yönü akıl sahibi ve konuşan bir varlık olmasıdır ve bu doğası onu bir arada yaşamaya yöneltir. İki kişinin üreme amacıyla biraraya gelmesiyle aile, ailelerin biraraya gelmesiyle köyler, köylerin biraraya gelmesiyle de şehir-devletleri oluşur.

Aristoteles'e göre Devlet Yönetim Biçimleri
Platon gibi doğru ve bozuk yönetim biçimlerinden söz eden Aristoteles'e göre yönetim biçimleri, anayasa biçimlerine bağlıdır.

Altı yönetim biçimi tanımlayan Aristoteles'e göre bunlardan üçü doğru üçü de bozuk yönetim biçimleridir. Buna göre bir kişinin egemen olduğu yönetim biçimlerinden monarşi doğru, tiranlık yanlış; bir kaç kişinin egemen olduğu yönetim biçimlerinden aristokrasi doğru, oligarşi yanlış; herkesin egemen olduğu yönetim biçiminde ise anayasal düzen ya da yasalı yönetim (politeia) doğru, demokrasi yanlış yönetim biçimidir.

Monarşinin bozulmasıyla tiranlık, aristokrasinin bozulmasıyla oligarşi, anayasal yönetimin (politeia) bozulmasıyla da demokrasi ortaya çıkar.

Aristoteles'e göre en iyi yönetim biçimleri monarşi ya da aristokrasi olsa da ideal olarak olmasa da uygulamada en iyi yönetim biçimi, gerçekleşme olanağı daha yüksek olan anayasal düzen (politeia) olacaktır.

İdeal anayasa belirlemenin seçilmeye en uygun yaşamın en olduğuna bağlı olduğunu söyleyen Aristoteles'e göre, eğer erdem tek insan için önemliyse insanların biraraya gelmesinden oluşmuş olan devlet için de önemlidir.

Devletin görevi insanın erdeme olan doğal yatkınlığını eğitimle geliştirmektir. Aristoteles  mutlu ve iyi yönetilen bir şehrin iyi olmasının aynı anayasayı paylaşan yurttaşların iyi olmasına dayandığını söyler.

Aristoteles'e göre siyasal topluluğun temelini hak oluşturur. Adalet devlette amaçlanan en iyidir.  İyi yurttaşın erdemi de yönetmeyi ve yönetilmeyi bilmesidir.

Bir insanın erdemli olması üç nedenden dolayı olabilir: Doğa, alışkanlık ve eğitim.

Orta Çağ'ın Devlet Anlayışı
Eski  Çağ'ın ardından gelen ve bir vahiy dini olan Hristiyanlığın etkisinde bir felsefe geliştiren Orta Çağın düşünürlerinin asıl derdi, inancı akıl yoluyla temellendirmek olmuştur.

Orta Çağ filozofları üzerinde Platon'un devlet tasarımı ya da ideal devlet anlayışı ve Aristoteles'in yanında Hristiyan dininin dogmalarının büyük etkisi vardır.

Platon'un Orta Çağdaki izleyicisi olan Augustinus'un elinde Platon'un ideal devleti "Tanrı Devleti" kuramına dönüşmüştür.

Augustinus ve Tanrı Devleti
Augustinus'a göre adalet, tanrısal bir adalet olup insan üstü bir kaynağı olmalıdır. İnsan yeryüzü devletinde gerçek bir adaleti hiç bir zaman bulamaz. Bu nedenle adalet sadece bir uzlaşım sorunu olarak rastlantısal birşey olamaz.

Platon'da adalet kendi başına bir varolan iken Augustinus adalet düşüncesini Tanrının düşüncesine dönüştürdü. Buna göre insan yapımı yasalar göksel yasa ile karşıtlık içindedir.

Hiçbir siyasal gücün yetkesi mutlak olamaz diyen Augustinus'a göre bu yetke her zaman adaletin yasalarına bağlıdır. Adaletin yasaları ise tanrısal olup, göksel düzenin kendisini ve en yüksek yasa koyucunun istencini dile getirirler.

Augustinus'a göre insanlık tarihi yeryüzü devletiyle Tanrı devletinin çatışmasının tarihidir.

Yeryüzü devleti şeytanın krallığı, Tanrı devleti ise Hristiyanlığın dogmalarına dayanan İsa'nın krallığıdır. Roma nasıl yıkıldıysa bütün yeryüzü  devletleride yıkılacaktır.  Çünkü hepsi geçicidir.

Bütün  Orta Çağ düşüncesini temsil eden Augustinus'un Tanrı Devlet tasarımı olmuştur. Bu tasarımda siyasal birlik olan devletin, klise karşısında bir üstünlüğü olamaz.